بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ ١٣٩

Diye onu tekzib ettiler de kendilerini helâk ediverdik. Şüphesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ ١٤٠

Ve şüphesiz ki Rabbin o, öyle Aziz öyle Rahim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ ١٤١

Semûd gönderilen Resuller’i tekzib etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ ١٤٢

O vakit ki kardeşleri Salih onlara demişti: Allah’dan korkmaz mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ ١٤٣

Haberiniz olsun ki ben size gönderilmiş bir Resulüm, eminim.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ ١٤٤

Gelin Allah’dan korkun ve bana itaat edin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ١٤٥

Buna karşı ben sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak Rabb-ül’âlemîn’e aiddir.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَتُتۡرَكُونَ فِي مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ ١٤٦

Siz burada emn-ü eman ile bırakılacak mısınız?

– Elmalılı Hamdi Yazır

فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ ١٤٧

O cennetler, pınarlar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَزُرُوعٖ وَنَخۡلٖ طَلۡعُهَا هَضِيمٞ ١٤٨

Lâtıf tal'ı sarkmış hurmalar, ekinler içinde.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَتَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا فَٰرِهِينَ ١٤٩

Ki bir de dağlardan keyfli keyfli evler yontuyorsunuz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu